Banka şubeleri içinde sıra numarası alıp, işlemimizi yapabilmek için kuyrukta beklediğimiz günler artık tarihe karışıyor. Günümüzde her bankanın birçok bankacılık işlemini yapabileceğimiz bir internet şubesi var. Bu internet şubelerine akıllı telefonlarımızla da 7/24 ulaşabiliyoruz. Geleneksel bankalar; gelişmiş internet şubelerinin olmasının yanı sıra -sayılarını epey azaltmış olmalarına rağmen- hala yüksek maliyetli fiziksel şubelerinden vazgeçemiyorlar. Bunun nedeni, ileri yaştaki banka müşterilerinin teknolojiye uzak durmaları ve ticari bankacılık işlemlerinde, bireysel bankacılıktaki kadar henüz dijitalleşememiş olmamalarıdır sanırım.
Bankacılık dünyasında adaptasyonunun kolaylığı sebebi ile yeni uygulamalarda hep bireysel bankacılık başı çekmiş, ticari bankacılıktaki yeni uygulamalar onun arkasından gelmiştir. Son zamanlarda bankalar dijital ticari bankacılık uygulamaları geliştiren ve uygulayan Fintech’leri rakip değil de işbirliği yapılması gereken iş ortakları olarak görmeye başladıklarından, bu engel de aşılacak ve ticari bankacılık ürün yelpazesinde dijitalleşme süreçlerini tamamlayacaklar.
“Challenger (meydan okuyan) Banking” ve Neobanka’lar finans literatürüne son yıllarda giren kavramlar. Her işlemleri %100 dijital gerçekleşen ve şubeleri olmayan işletmeler. Çoğu teknoloji start-up’ında olduğu gibi küçüklüklerinin ve teknolojiyi iyi kullanmalarının getirdiği hızlı hareket edebilme kabiliyeti ile geleneksel büyük bankaların deneyemediği işleri yaparak veya ihmal ettiği fırsat alanlarında faaliyet göstererek finans dünyasında kendilerine bir yer edinmeye başladılar.
Dijital bankacılığın daha da gelişmesi, ekonomilerin nakitten tamamen kurtulmaları ile mümkün olacak. McKinsey’in 2020 ödemeler raporuna göre 2010’da Çin’de %99 olan nakit kullanım oranı 2020’de %41’e, Güney Kore’de %66’dan %34’e, ABD’de %51’den %28’e, İngiltere’de %55’ten %23’e, Hollanda’da %52’den %14’e, İsveç’te ise 2010’da %56’da 2020’de %9’a düşmüş durumda. İsveç’te bazı bankaların artık nakit ile işlem yapmadıklarını biliyoruz ve hatta “cashless society” yani tamamen nakitsiz bir toplum olma yolundaki son adımları olarak 2023’te dükkanlarda nakit kullanımı mümkün olmayacak. Uzmanlar İsveç, Finlandiya, Hollanda, Kanada, Çin Halk Cumhuriyeti, İngiltere, Güney Kore, Avustralya ve Singapur’un dünyanın ilk nakitsiz ekonomileri olacağını düşünüyorlar.
Okullarda hep şu soru sorulur; “Dünyanın en eski ve hala kullanılan finansal icadı nedir?”. Yanıtı madeni ve kağıt para. Banka kumbaralarını hatırlayanlar vardır. O kumbarayı banka şubesine götürüp içindeki paraların veznede sayılmasını izlemek büyük keyif vermiştir. Bunlar artık başta genç nesiller olmak üzere çoğumuzun bilemeyeceği kadar eski dönemler olarak arkamızda kaldı. Yeni nesiller için nakit, akıllı telefonlarındaki bir uygulamadan ibaret olacak. Ticari işletmeler için ise nakit, dijital platformlara tanıttıkları bir kod veya kredi numarası oluyor.
Nakitsiz ekonomiye geçiş tamamlandığında artık bankalar da tamamen dijital olabilir. Neobankalar da bunu hızlandıracak.
Neobankaların sunduğu bazı önemli avantajlar şu şekilde:
- Geleneksel bankalara göre daha kolay ve süratli hesap açma,
- Uluslararası tahsilat ve ödemelerde maliyet tasarrufu,
- Kolay hesap yönetimi, rapor alma, mutabakat işlemleri, varlık ve yatırım yönetiminde akıllı sistemlerin yapacağı zamanında ve yerinde uyarılar,
- Geleneksel bankalara göre daha düşük faizli krediler – Bankaların fon fazlası olan ekonomik birimlerden, fon talebi olan ekonomik birimlere daha az maliyetle fon aktarımının yapılması,
- Ticari, özellikle KOBİ, bankacılığında akıllı sistemeler sayesinde halihazırda dezavantajlı durumda olan KOBİ’lerin talep ettiği fonlara daha süratli ve ucuz ulaşabilmeleri,
- Yatırım aracı seçiminde, yatırım kararlarının alınması ve yönetiminde sürat, etkinlik ve bilgiye anında erişim
Ve bunların yanı sıra daha onlarca avantaj saymak mümkün.
Yazar: Ömer Yönder – Strateji Bölüm Başkanı
Octet Blog’daki diğer yazıları okumak için https://www.octet.com.tr/blog/ adresini ziyaret edebilirsiniz.