Ekonomi derslerinde ilk öğrendiğimiz ve öğrettiğimiz konuların başında kaynakların kıt olduğu ve bu kaynakların en etkin şekilde dağıtılması gerektiği gelmektedir. Gerçek hayatta her zaman buna uyuyor muyuz? Pek emin değilim.
Her ekonominin can damarlarının tedarik zincirleri olduğundan söz ediyoruz. Bu tedarik zincirleri de büyük oranda KOBİ’lerden oluşuyor. KOBİ’lerin her ekonomide; ister gelişmiş, ister gelişmekte olsun, ekonomik katma değerin ve istihdamın % 80-%90’larını oluşturduklarını biliyoruz. Tedarik zincirleri karmaşık veya kaotik bir damar sistemi gibidir. Herhangi bir yerde tıkanıklık, zincirleme çöküşe neden olabilir. Tıkanan yeri stent ile açmak yerine o tıkanıklığın hiç oluşmamasına çare aramamız gerekli. Zira stent takmakta gecikirsek, kalıcı hasara neden olabiliriz. Tedarik zincirlerinde yer alan üç-beş KOBİ’nin batması, o sektörde ve hatta o ekonomide, artık tamiri zor kalıcı hasar oluşturabilir. Hepimizin malumudur ki, verimli bir işletmenin hayata geçirilmesi ve katkı sağlar duruma getirilmesi onlarca yıl almaktadır.
Ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde birçok işletme dışarıdan gelecek sorunlara karşı bağışıklığını kaybeder ve zayıf düşer. Pandemi ortamında bağışıklığı zayıf olan bireylerin hastalanma ve ölme riskinin yüksek olması gibi. KOBİ’lerin zaten genelde kronik hastalıkları var, çoğunun yatırım ve işletme sermayeleri yetersiz, mutlaka destek (ilaç) almaları gerekli.
Ticaretin finansmanı, bir başka ifade ile, tedarik zinciri finansmanı, akılcı yöntemlerle yapıldığında o ekonomideki KOBİ’ler daha güçlü olacaklar, ekonomik katma değerin ve istihdamın gelişmesine daha büyük katkı sağlayacaklardır.
Akılcı yöntemlerden şunu kastediyoruz:
İlk önce tedarik zincirlerinin kaotik yapısını matematik yöntemlerle modellememiz gerekli. Bu işe sektörlerle başlayarak her sektör içindeki mal ve para akışının haritasını çıkarabiliriz, zincirdeki halkaların zayıf olanlarını tespit edebiliriz. Daha sonra sektörler arası ilişkilerin ve akışların haritasını çıkararak birden fazla düzlemden oluşan bir tedarik zinciri evreni oluşturabiliriz. Bunun için gelişmiş matematiksel yöntemler ve bilgi işlem kapasitesi artık mevcut. Veriler de önemli ölçüde kamunun ve özel kurumların veri tabanlarında bulunmakta.
Tedarik zinciri evrenini oluşturduktan sonra hangi sektörleri öncelikle destekleyeceğimizi ve bu sektörü oluşturan zincirin hangi halkalarına öncelikle destek (ilaç) verilmesi gerekli, bütün bunları somut olarak önümüzde görüyor olacağız. Kıt kaynak olarak tanımladığımız kredilerimizi nokta atışlarla hedeflerine ulaştıracağız. Böylelikle, ekonomik sıkıntılar oluşmadan önce zincirlerin halkalarını güçlendirmiş olacağız. Ekonomik sıkıntılar ortaya çıktığında, önceliğimizin hangi zincirlerde ve hangi halkalarında olacağını önceden biliyor olacağız.
Bugün gözlemlediğimiz ise KOBİ kredilerinin tesadüfi dağıtıldığıdır. KOBİ’lerin ilaç olarak almış oldukları kredilerin gerçekten işlerinde kullandıklarından emin olmamız gerekli. Yıllardır bankacılığın KOBİ kredi yönetiminde çektiği en önemli sıkıntıların başında, kredilerin gerçek amacına uygun kullanılıp kullanılmadığının bankalar tarafından takip edilememesi olmuştur. O nedenle de bankalar çoğu kez KOBİ’lerden uzak durmayı tercih etmişlerdir.
Sadece B2C değil, B2B ticaretin de dijitalleştiği günümüzün ortamında, KOBİ’lerin ödeme davranışlarını, ticaretlerini bir dijital portalda yaptıkları zaman gözlemleyebilmekteyiz. Bunun onların “İtibar Teminatları”nı oluşturduğunu daha önceki bir yazımda açıklamıştım. Ticaretini bir B2B dijital portalda yapan KOBİ’nin kimden aldığını, kime sattığını, para akışını, kendisine nasıl ve nereden kaynak yarattığını görebiliriz. Böylelikle, kaynak ihtiyacı olduğu zaman bu kaynağı onun eline vermek yerine, ticaret yaptığı diğer işletmelere (tedarikçilerine) vermekle hem onun kaynak (işletme sermayesi) ihtiyacını gideririz, hem de kaynağın tedarik zincirinin dışına çıkmasını engelleriz.
KOBİ’lerin ticaretlerini Octet gibi B2B Tedarik Zinciri Portalları üzerinde yapmaları kredi veren kuruluşlar, öncelikle bankalar, tarafından teşvik edilmelidir; örneğin, ticaretlerini portal üzerinde yapan KOBİ’lere daha uygun koşullu kredi kullandırılması gibi. Bu sadece o krediyi veren kuruluşun veya bankanın değil, yukarıda sıraladığım nedenlerle, topyekûn ekonominin de yararına olacaktır.
Yazar: Dr. Selim Seval – Yönetim Kurulu Başkanı
Octet Blog’daki diğer yazılarımızı okumak için https://www.octet.com.tr/blog/ adresini ziyaret edebilirsiniz.